DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sundukları kısmi Anayasa taslaklarıyla ilgili Bianet'in sorularını yanıtladı.
AÇIKLAMALAR
DSİP yeni dönemde de Kürt halkının yanındadır
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan, Amed Newroz'una yolladığı mektupta "silahlı direnişten demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor" ve "silahlı unsurlar sınır ötesine çekilsin" diyerek Türkiye tarihinde yeni bir dönemi başlattı.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi dün olduğu gibi bugün de bütün gücü ve olanakları ile bu yeni mücadele alanında Kürt özgürlük hareketinin yanında yer alacaktır. Kürt halkının mücadele içinde kazandığı kimliği ve özbenliğinin artık yasalarda da tanınması için mücadele edecektir.
Çözüme evet! Newroz pîroz bê!
Tarihsel bir dönemecin eşiğindeyiz.
Devlet ve Öcalan arasında sürdürülen barış müzakereleri, marjinal kesimler dışında bütün toplumun onayını alıyor.
Türkiye'nin önünde Kürt sorununu kalıcı bir çözüme kavuşturarak yepyeni bir geleceğin kapılarını açma fırsatı bulunuyor.
Çözüm, 90 yıllık inkâr, imha ve zorla asimilasyon politikalarının, Kemalist Türk milliyetçiliğinin, militarist vesayet rejiminin resmi sonu olacak.
Müzakere edilen Türkiye'nin geleceğidir.
'Muammer Güler bakanlık koltuğuna değil sanık sandalyesine oturmalı'
DSİP Eş Sözcüsü Şenol Karakaş, Hrant Dink cinayeti davasında yargılanması gereken Muammer Güler’in İçişleri Bakanı yapılmasını “Toplumun vicdanına aykırı, tehlikeli bir gelişme” olarak değerlendirdi:
"Hrant Dink cinayetine karışan tüm kamu görevlileri, AKP tarafından ödüllendirilerek devletin en tepesine taşındı. Bunların başında gelen bir isim, Hrant Dink’i korumayan ve katledilmesine zemin hazırlayan eski İstanbul Valisi Muammer Güler’in İçişleri Bakanlığı gibi kritik önemde bir koltuğa oturması tehlikeli bir gelişmedir.
Irkçılar insanlığa düşmandır
CHP milletvekili Birgül Ayman Güler, TBMM Genel Kurul’unda şöyle dedi: “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz (...) Bundan sonra biz savunmadayız, bundan sonra meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız.” Gördüğü tepkiler üzerine meclis koridorlarında gazetecilere yaptığı açıklamada ise “Ben CHP'nin Parti Programında yazan şeyleri söylüyorum” diye ekledi. "Sözlerim yanlış anlaşıldı diyor musunuz?" sorusuna da Güler, "Hayır söylediğim sözü çok uzun süredir söylüyorum, yazıyorum" dedi.
Hemen anlaşılacağı gibi Birgül Ayman Güler Türk ırkçısıdır.
Irkçılığa geçit yok! Ermeniler yalnız değil!
Samatya'da iki aydır Ermenilere yönelik saldırılar artıyor. Son olarak dün gece yaşlı bir kadın öldüresiye dövüldü.
Daha önce de 87 yaşındaki bir Ermeni kadın uğradığı saldırı sonucu bir gözünü kaybetmişti. 84 yaşındaki Marisa Küçük boğazı kesilerek öldürüldü, vücuduna haç çizildi.
Bunların yanı sıra Protestan Kilisesi Vakfı İzmit Temsilcisi Emre Karaali’ye planlanan suikast ve Balat'ta asılan ırkçı afiş ile Ermeniler başta olmak üzere gayrimüslim yurttaşlara yönelik yeni bir nefret dalgası körüklenmeye çalışılıyor.
ÇHD’li avukatların tutuklanmasını kınıyoruz
Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile ÇHD yönetici ve üyesi avukatların tutuklanmasını, savunma hakkına yapılmış bir saldırı olarak görerek kınıyoruz.
İnsan hakları ihlallerine uğrayan birçok mağdurun savunmasını üstlenmiş demokratik bir örgütlenme olan ÇHD’nin yönetici ve üyelerinin evlerinin kapıları kırılarak gözaltına alınmaları, polis tarafından darp edilmeleri, emniyette baskı görmeleri, hükümetin ‘işkenceye sıfır tolerans gösteriyoruz’ iddiasının geçersiz olduğunu göstermiştir.
Barış kurşunlandı
Paris’te Kürdistan Enformasyon Bürosu'na yapılan silahlı saldırı sonucu PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez hayatını kaybetti.
Bu cinayet, çok açık bir şekilde, barış-diyalog sürecini sabote etme hedefini taşıyor.
Barış: Şimdi değilse ne zaman?
Son bir haftada hem başbakan hem de bir dizi hükümet yetkilisi, İmralı’da görüşmelerin sürdüğünü açıkladılar. Tayyip Erdoğan’ın “Ada ile görüşme” şeklinde kodladığı süreç, belli ki Abdullah Öcalan’la Kürt sorununda yeni bir barışçıl siyasetin tartışılması olarak görülmelidir.
Ne var ki, başbakan, görüşmelerin devamı için ışığı görmelerinin şart olduğunu, ışık görülmezse görüşmelerin sona ereceğini ilan etti.
Oysa ortada parlaklığı göz kamaştıran bir ışık demeti var.
Barış için Vekilime Dokunma!
Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin BDP’li dokuz milletvekilinin dokunulmazlıklarını kaldırma konusunda anlaşmaları, barış sürecinin büyük bir tehdit altında olduğunu göstermiştir.
Meclis çoğunluğu, sadece Kürt seçmenlere değil, savaşın artık bitmesini isteyen Batı’da yaşayanların taleplerine sırtını dönmüştür.
Askeri vesayetin sorgulanmadığı ve savaşın en yoğun yaşandığı yıllardaki antidemokratik uygulamaların mecliste gündeme getirilmesi, gerçek bir demokrasiden ne kadar uzakta olduğumuzu göstermiştir.
Hem sol hem yeşil partiye dayanışma mesajımız
Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ile Yeşiller Partisi'nin bir yılı aşkın süredir devam eden eşgüdümlü çabaları bugün Ankara'da yeni bir partiye dönüşerek noktalandı. DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan, hem sol hem yeşil partinin kuruluş kongresine bir dayanışma mesajı yolladı.
Doğan Tarkan'ın kongrede okunan mesajı şöyleydi:
Şimdi barış zamanı, barışın muhatabı belli
Abdullah Öcalan, açlık grevcilerinin amaçlarına ulaştıklarını söyleyerek, hiçbir tereddütte kalmadan eylemlerine son vermeleri yönünde bir çağrı yaptı. Bu çağrı, milyonlarca insanın yüreğine su serpti. Artık ölüm-yaşam sınırında olan tutsaklar Öcalan’ın çağrısını, yaşamdan yana bir tercih olarak görüp açlık grervini sonlandırma kararı aldılar.
Kürt halkı, bir kez daha direnerek, en çaresiz göründüğü anda politik olarak önemli bir başarı elde etti. Bedeli çok yüksek olan, insanların yaşamın kıyısında verdikleri bir mücadele oldu.
Hiçbir mahkum ve tutuklunun kalıcı bir hasar görmediğini umuyoruz. Hiçbir mahkum ve tutuklunun geri dönülmez aşamada olmadığını umuyoruz.