İlk bakışta, kapitalizme karşı verilecek mücadele ile göçmen düşmanlığına karşı mücadele birbirinden ayrı konular gibi görünebilir. Çünkü göçmen düşmanlığının, bireylerin önyargılarından kaynaklandığına dair görüşler oldukça yaygın ve bunlar sorunun kaynağını görmemizi zorlaştırıyor.

Antikapitalist Blok’a katıl, kadınların özgürlüğü için birlikte mücadele edelim!

Kapitalizmin krizlerinin her yeni gelişmeyle beraber derinleştiği bir dönemden geçiyoruz. Halihazırda ekonomik ve ekolojik krizlerle boğuşan küresel sistem, şimdi de pandeminin yarattığı basınç altında can çekişiyor. Artan eşitsizlik, iklim felaketleri ve salgınla beraber alınan önlemlerin işçi düşmanı içeriği her yerde öfkeyi büyütüyor. Kitleler radikalleşiyor, mevcut siyasi partiler çözülüyor ve siyasi iktidarlar bu kutuplaşmanın sonucunda daha da otoriterleşiyor. Türkiye’de bunun savaş tamtamlarıyla, ırkçı ve militarist politikalarla merkeze oturtulduğunu hissediyoruz.

Katıl bize lubunya! - Barış Yılmaz

Bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını yüzünden bir haller var üzerimizde. Türlü eşitsizlikler boynumuza zincir oldu. Kimimiz işinden oldu, kimimiz zorla aile evine döndü ve orada şiddete uğradı, seks işçisi olan kimimiz zaten güvencesiz koşullarda çalışırken aldığı risk iyice arttı. Bunlarla da kalmadı, geçtiğimiz aylardan beri yoğun bir nefret kampanyasına maruz kaldık ve kalıyoruz. Nisan ayında Diyanet’in yaptığı klasik, duymaya çok alışık olduğumuz ve artık başımızı zonklatan “lut kavmi” deyişini hepimiz hatırlıyoruz. Orada kalsaydı neyse ama öyle bir şekle büründü ki biz de “Yuh ama!” dedik. Söylediklerine göre dünyadaki hastalıklara LGBTİ+’lar neden oluyormuş. Devletlerin mücadele etmekte zorlandığı ve kapitalist ekonominin teste tabi tutulduğu böyle bir dönemde suçu LGBTİ+’lara atmalarına şaşırmamalı.

Antikapitalistler koronavirüsün yayılmasına karşı dayanışma çağrısı yaptı. Açıklama şöyle: Kapitalist sistem, 2008 yılından beri ekonomik bir kriz yaşıyordu. Virüs salgını sebebiyle şimdi çok daha büyük bir krize girdi. Kapatılan işyerlerinde yüzbinlerce işçi çalışıyor. Virüse karşı kalıcı bir tedbir bulunmazsa işsizlere milyonlarcası daha eklenecek...

31 Mart yerel seçimlerde Bolu Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen CHP’li Tanju Özcan, ilk iş olarak göçmenlere yönelik sosyal ve mali yardımların sona erdirileceğini duyurdu. Sosyal medya üzerinden büyük tepki gören Özcan, bu tutumunu savunmaya devam etti, CHP’nin ortağı İyi Parti’nin Ümit Özdağ gibi önde gelen figürleri tarafından da desteklendi.

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (BAK) 31 Mart 2019'da gerçekleştirilecek yerel seçimlere ilişkin değerlerini yazılı bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu: "Savaş; bireyi ve toplumu hedef alan her türlü şiddetin uygulandığı, anatomik ve ruhsal bütünlüğü bozucu, maddi ve manevi nitelikteki şiddet olarak tanımlanır.

Ermeni soykırımının üzerinden 103 yıl geçti. Bu felaketin bir soykırım olduğu, bununla yüzleşilmesi gerektiği, özür dilenmesi gerektiği konularında mücadele sürüyor.

Antikapitalistler ile Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De platformlarının çağrısıyla dün İstanbul'da düzenlenen panelde, 24 Nisan 1915'te başlayan soykırımın tanınması için verilen mücadele tartışıldı.

1 Kasım seçimleri öncesinde "Oyumuz Umuda" kampanyasını yürüten Antikapitalistler, bu hafta sonu İstanbul ve Ankara'da yapacağı basın açıklamalarıyla, Fransa'da yapılacak BM İklim Zirvesi (COP21) öncesi "İklimi değil sistemi değiştir" diyecek.

Antikapitalistler, 28 Kasım Cumartesi günü saat 15:00'te İstanbul'da Galatasaray Meydanı'nda ve Ankara'da Yüksel Caddesi'nde yapacağı basın açıklamalarıyla iklim değişikliğinde egemen sınıfların rolünü teşhir ederek küresel kapitalizmi protesto edecek.

Antikapitalistler'in yürüttüğü "Oyumuz Umuda" kampanyasının haftalardır sokaklarda dağıttığı seçim bildirisi şöyle:

7 Haziran’da bir şey oldu. Bir süredir unuttuğumuz bir his, varlığını tekrar hissettirdi. Barış, demokrasi ve insanca bir yaşam umutlarımız güçlendi. Hep birlikte tekrar öğrenmeye başladık. En önemlisi de seçim sonuçları bizleri, bir şeyleri değiştirebileceğimize ikna etti. Bizi, mevcut düzen partilerine mahkum olmadığımız gerçeğiyle buluşturdu. Çünkü HDP’nin 12 Eylül barajını aşıp yüzde 13.1 oy alması, belki de bu ülkede ilk kez doğuyla batının kucaklaşmasını sağladı.

"Oyumuz Umuda" kampanyası yürüten Antikapitalistler, 10 Ekim'de Ankara'daki barış mitinginde gerçekleşen bombalı saldırıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı, HDP'ye oy çağrısını yineledi.

"Oyumuz Umuda" diyenler yarın İstanbul'da bir barış forumu gerçekleştirecek. İsmail Beşikçi Vakfı'nda düzenlenecek forumla ilgili detayları için: https://www.facebook.com/events/897497203671799/

Geçtiğimiz hafta İstanbul'da başlatılan ve yerellerde bildiri dağıtımlarına başlayan kampanyanın ilanı bu hafta sonu İzmir'de de yapılacak: https://www.facebook.com/events/896156057098283/

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformu, 10 Ekim tarihli yazısında Suriyeli sığınmacılara yönelik nefret söylemi kullanan ve onları hedef hâline getiren ırkçı köşe yazarı Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulundu.

İstanbul’da saat 10:00’da Çağlayan Adliyesi önünde buluşan bir grup DurDe aktivisti, “Özdil’in yazısı ırkçılıktır! Mülteciler kardeşimizdir!” pankartı açtı.

SON SAYI