DurDe, Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulundu

DURDE PLATFORMU
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformu, 10 Ekim tarihli yazısında Suriyeli sığınmacılara yönelik nefret söylemi kullanan ve onları hedef hâline getiren ırkçı köşe yazarı Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulundu.

İstanbul’da saat 10:00’da Çağlayan Adliyesi önünde buluşan bir grup DurDe aktivisti, “Özdil’in yazısı ırkçılıktır! Mülteciler kardeşimizdir!” pankartı açtı.

Okunan basın açıklamasından sonra DurDe adına Çağla Oflas, şikâyet dilekçesini teslim etmek üzere adliyeye girdi. (Dilekçenin örneği için tıklayın.)

Grup adına DurDe aktivisti Gonca Şahin’in okuduğu basın açıklaması şöyleydi:

Irkçı Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz: Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir!

Değerli basın mensupları,

Türkiye’de ırkçı bir köşe yazarı denilince akla gelecek ilk isimlerden biri Yılmaz Özdil. Daha önce Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdıklarıyla, DurDe’nin “Ayın Irkçısı” ödülüne birçok kez aday olmuş ve bu ödülü kazanmıştı.

Nerede bir yoksul emekçi, Kürt, Ermeni, Rum, demokrasi yanlısı, insan hakları aktivisti, milliyetçilik karşıtı biri varsa; Özdil ona düşman.

Çünkü Özdil, Türk milliyetçiliğinin ve ırkçılığının, darbeler rejiminin bekçisi.

Son olarak “Türkiye Türklerindir” gazetesinden, daha da ırkçı olanına, Sözcü gazetesine transfer olarak kendisine layık bir yer buldu.

Sözcü gazetesi yeni yazarını “Sen yine içinden geldiği gibi yaz Yılmaz” diyerek duyurmuştu.

İçinden geldiği gibi yazan Özdil ise daha ilk yazısında Suriyelilere nefretini kustu.

Türkiye’ye gelen 2 milyon Suriyeliye değinen Özdil, utanmadan şöyle yazdı:

“Bunlar oturacak…

Yedireceğiz, içireceğiz, ceplerine para koyacağız, hastanelerde bedava bakacağız, oturma izni vereceğiz, çalışma izni vereceğiz, canları isterse İzmir’de dükkan açacaklar, canları isterse İstanbul’da şirket kuracaklar, çalışmak istemezlerse trafik ışıklarında dilenecekler, para vermeyenin camını yumruklayacaklar, padişahımız efendimiz 4.5 milyar dolar harcadık diyecek, sadrazam Malezyalı Ahmet 3.5 milyar dolar harcadık diyecek, kaç para harcadığımızı bile bilmeyeceğiz… Bunlar, ekmek elden su gölden, yan gelip yatacak, “Türk Memet” bunların vatanını kurtarmak için, bunların yerine nöbete gidecek öyle mi?

Yok öyle!”

Özdil, her ırkçı gibi dünyanın gerçeklerinden bihaber. AKP tarafından statüleri dahi tanınmayan, böylelikle en temel insan haklarından mahkûm olan, ucuz işgücü olarak asgari ücretten düşük fiyatlara köle gibi saatlerce çalıştırılan, kamplarda en kötü koşullarda yaşayan, metropollerde sokaklarda yatıp kalkıp dilenmek zorunda kalan Suriyelilerden haberi yok.

Onların cebine para konulduğunu sanıyor.

Özdil, her insanın faydalanabilmesi gereken ücretsiz sağlık hakkına karşı.

Ona göre Suriyeliler “yan gelip yatarak”, “ekmek elden su gölden” yaşıyorlar.

Oysa sınır komşumuz Suriye ve Irak’ta meydana gelen olaylar nedeniyle söz konusu ülkelerde yaşayan bu insanlar vahşice katledilmekte, tecavüze uğramakta, köle pazarlarında satılmaktadır.

Türkiye’ye ulaşabilen insanların birçoğu yaşadıkları büyük travmaların psikolojik etkilerini taşımaktadır. Durum böyleyken, Özdil yazısında bu insanları hedef göstermekte, bundan önce değişik şehirlerde cinayetler de dâhil olmak üzere sığınmacı ve mültecilere karşı gerçekleşen nefret suçlarını teşvik etmektedir.

Özdil yazısıyla Sözcü sayfalarından, sığınmacılara karşı saldırganların sırtını sıvazlamış, faşist örgütlenmelere cesaret vermiş, tüm halkı ise Suriyelilere düşmanlığa çağırmış oluyor.

Özdil’in bu ırkçı yazısı önemsiz görülüp geçiştirilemez.

DurDe platformu olarak aylardır mültecilere yönelik ırkçılığa karşı sokakta mücadele ediyoruz. Suriyelilerle dayanışmaya, göçmen düşmanlığını durdurmak için birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.

Suriyeli sığınmacılar “misafir” değil kardeşimizdir! Sığınma hakkı insan hakkıdır!

Özdil ve Suriyelilerin yaşamını tehlikeye atan tüm diğer ırkçıların ise cezalandırılmasını talep ediyoruz.

Bu yüzden bugün burada, Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulunmak için toplandık.

Sen sakın içinden geldiği gibi yazma Yılmaz!
Irkçılığa hayır! Yaşasın halkların kardeşliği!

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformu
***

Neler yapmadı ki Özdil?

2000 yılında, futbol holiganlarının iki İngiliz’i öldürmesi üzerine gazetesinde “Leeds’li holiganlara Taksim’de kafasına vura vura toprağı öptürdüler” yazdı ve gazetede “Two Size” manşetini attı.

Hrant Dink’in öldürülmesinden iki gün sonra, milliyetçiliğin tırmanmasının sebebinin “ağzından çıkanı kulağı duymayan gazeteciler” olduğunu öne sürüp cinayeti önemsizleştirmeye çalıştı.

Ahmet Türk Samsun’da bir faşist tarafından yumruklandığında “adaletin tokmağı” dedi, “Yumruk niye faşizm?” diye sordu. Özdil, “Soralım dolayısıyla… Bu ülkenin çocuklarına ateş edip öldürmek ‘demokratik hak’ kabul ediliyorsa, parti liderine girişmek niye ‘ırkçılık’ oluyor?” dedi.

Anayasa referandumunda darbelerle hesaplaşmak için “Yetmez ama Evet” diyen, Kürt sorununda çözümü savunan Sezen Aksu’ya saldırdı.

Roboski’de Kürt köylüleri katledildiğinde, “Sayın kaçakçı” diye seslenerek, köylülerin masum olmadıklarını ve “ayda 15 bin lira kazandıklarını” ileri sürerek, katliamı meşrulaştırmayı denedi.

Köşesinde, yıllarca devlet tarafından hapiste tutulan Kürt siyasetçi Leyla Zana’ya hakaret etti.

AKP’nin sömürgeciliğine karşı çıkan Kıbrıslılara “Rum dalkavuğu lavuk” dedi.

Somalı madencilere ölümün müstahak olduğunu ima etti.

SON SAYI