Konferansın ardından: Kitlesel bir sol için daha güçlü bir DSİP!

ETKİNLİKLER
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Partimizin yıllık olağan konferansı geçtiğimiz hafta İstanbul’da toplandı. Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen DSİP aktivistlerinin önümüzdeki yılın politik mücadele başlıklarını ve örgütlenme hedeflerini tartıştıkları konferansa, HDP Eş Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, HDP milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Levent Tüzel, insan hakları aktivisti Eren Keskin, eski İstanbul milletvekili Ufuk Uras, Taraf gazetesi yazarı Hayko Bağdat, Hak-İş sendikası genel sekreter yardımcısı Mustafa Paçal, Die Linke milletvekili Christine Buchholz, YSGP Eş Başkanları Sevil Turan ve Naci Sönmez’in yanı sıra İngiltere, İspanya, Yunanistan, İrlanda, Suriye ve Polonya’dan devrimci sosyalist örgütler destek ve dayanışma mesajı yolladı.

Konferans öncesi tüm katılımcılara DSİP’in 2014 yılına ilişkin faaliyet raporu dağıtılırken, salon, DSİP’in inşa ettiği çeşitli kampanyalara ait pankartlar ve Nisan ayında gerçekleştirilecek Marksizm 2015 etkinliğinin tanıtımıyla süslendi.

AKP’yi durduracak antikapitalist muhalefet

Konferansın açılışında DSİP Eş Başkanı Şenol Karakaş dünyada ve Türkiye’deki politik durum, Meltem Oral ise örgütlenme stratejilerine ilişkin bir sunum yaptı. Daha sonra ise kitlesel bir antikapitalist alternatif yaratmanın niçin gerekli olduğu ve bunun için ne tür faaliyetler yürütüldüğü aktarıldı.

Konferans oldukça verimli tartışmalarla geçerken, AKP’nin Gezi sonrası dönemde sürekli olarak bir kriz içerisinde olduğu, CHP-MHP ittifakından oluşan muhalefet blokunun ise buna yanıt üretemediği vurgulandı. Bu koşullarda yeni bir siyasi odağın yaratılmasının çok kritik hâle geldiğinin saptandığı konferansta “Ne AKP neoliberalizmi ne CHP kemalizmi” diyenleri bir araya getirme iradesi öne çıktı.

DSİP üyeleri gelecek yılın politik doğrultusunu belirleyecek çok sayıda karar tasarısını ve örgütün işleyiş tüzüğünü oyladıktan sonra 2015’te görev yapacak yönetici kurulları seçti.

Buna göre, önümüzdeki dönemde DSİP’in Merkez Komitesi şu isimlerden oluşacak:

Atilla Dirim, Ayşe Demirbilek, Berkay Bağcı, Bülent Somay, Çağla Oflas, Ersin Damarsardı, Ferda Keskin, Ferhat Kentel, Hasan Fehmi Özer, Kemal Başak, Kerem Kabadayı, Korhan Gümüş, Meltem Oral, Nuran Yüce, Ozan Tekin, Roni Margulies, Şenol Karakaş, Tolga Tüzün, Volkan Akyıldırım, Yıldız Önen

DSİP Konferansı ayrıca, eşbaşkanlık kurumunu kaldırıp yerine eşsözcülük temsiliyetini getirdi.
DSİP Merkez Komitesi ilk toplantısında kendi içinde eşsözcülerini belirleyecek.

Seçimlerde düzen partilerine oy yok

DSİP Konferansı, Gezi direnişinden beri daha da belirgin hâle gelen “Ne AKP neoliberalizmi ne CHP kemalizmi” yaklaşımını, 2015 yılında yapılacak genel seçimlerinde izlenecek politikanın omurgası olarak saptadı.

DSİP bu doğrultuda çalışırken, AKP’ye zarar vermediği gibi onu sürekli olarak güçlendiren “Basgeç” politikalarına, CHP-HDP ittifakı girişimlerine karşı çıkacak. Yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yürüttüğü başarılı kampanyalar gibi, HDP’nin ve Kürt hareketinin adaylarının etrafında özgürlükçü bir sol siyaseti güçlendirecek politikaları anlatacak.

Soykırım tanınsın, devlet özür dilesin

DSİP, Ermeni Soykırımı’nın 100. yıl dönümü olan 2015’te Türkiye devletinin bu soykırımı tanıması ve özür dileyerek gereklerini yerine getirmesi için verilecek mücadeleyi en merkezi işlerinden biri olarak görüyor. DSİP Konferansı, 24 Nisan yaklaşırken tüm parti örgütlerinin Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe platformunun bu doğrultuda yürüteceği kampanyayı güçlendirmesi gerektiğini ve DSİP’in soykırımın tanınması yönünde faaliyet gösteren tüm kampanyaların koordinasyonunu sağlayacak bir konumda bulunması ihtiyacını karar altına aldı.

Doğayı katleden AKP’yi, gezegeni yok eden şirketleri durduralım!

New York’ta geçtiğimiz aylarda yapılan ve 400 bin kişinin katıldığı iklim yürüyüşü, gezegeni kurtarma mücadelesinin geniş kitleler için ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Yıllardır Türkiye’de Küresel Eylem Grubu’yla birlikte iklim kampanyaları inşa eden DSİP, kapitalizmin akıldışılığına, şirketlerin ve devletlerin bitmek bilmez kâr hırsına karşı mücadele başlıklarında daha da aktif olarak rol alacak. Bu, aynı zamanda AKP’nin neoliberal programının çok önemli bir parçası olan enerji politikaları ve kentsel dönüşüm programına karşı da direnişi örgütlemek anlamına geliyor.

Militarizme ve savaşa geçit yok

Emperyalist devletler ve dev askeri-sanayi komplekslere hükmeden şirketler, dünyayı kana bulmaya devam ediyor. Türkiye’nin de parçası olduğu askeri yatırımları artırmaya yönelik eğilim, İsrail-Filistin, Ukrayna-NATO-Rusya, ABD-Çin, ABD-Ortadoğu gibi çok merkezli gerginlik, işgal, tehdit, bombardıman ve savaş ihtimalleriyle perçinleniyor. ABD yeniden Ortadoğu’ya yöneldi, IŞİD bahanesiyle bölgeyi bombalıyor. Bütün bu parçalı gerilim içerisinde Arap Baharı karşı devrimci güçler tarafından geriletiliyor. Mısır’da darbe, Suriye’de Esad rejiminin halka yönelik vahşi uygulamaları, emperyalistlerin elini güçlendiren gelişmeler.

DSİP, NATO’ya, ABD’nin -gerekçesi ne olursa olsun- askeri müdahalelerine, Çin ve Rusya’nın diktatörlükleri destekleyen eğilimlerine, tüm savaşlara, askeri yatırımlara karşı küresel savaş karşıtı hareketin parçası olarak mücadele edecek ve kitlesel savaş karşıtı kampanya ve eylemlerin örgütlenmesi için faaliyet yürütecek.

Barış için Kürtlere özgürlük!

Kobanê’yle dayanışma eylemleri sırasında oluşan atmosfer, çözüm sürecinin ne kadar kırılgan bir zeminde ilerlediğini gösterdi. Süreci en başından beri Kürt halkının verdiği mücadelenin elde ettiği bir kazanım olarak değerlendiren DSİP, önümüzdeki yılda da Kürtlerin kendi kaderini tayin edebileceği siyasal koşulların oluşması için çalışacak. DSİP Konferansı ayrıca, süreçle ilgili gelgitlerden bağımsız olarak, barışın ve çözümün gerekliliğini anlatarak AKP üzerinde basınç oluşturacak bir siyasi kampanyanın inşasının kritik bir ihtiyaç olduğunu saptadı. DSİP üyeleri “Barış için emek sarf etmeden geçireceğimiz tek bir gün bile olmamalıdır” diyorlar.

Katil IŞİD katil ABD

Suriye ve Irak’ın üçte birini ele geçirerek katliamlara imza atan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü, ABD’nin bölgedeki işgallerinin ürünü olarak ortaya çıktı. ABD destekli Irak hükümetinin baskıcı politikalarıyla Suriye’de Esad rejiminin mezhepçi iç savaş stratejisi, Arap Baharı’nın gerilemesine, özgürlükçü muhalefetin geri çekilmesine neden oldu. Oluşan boşluğu ise sağcı bir anti emperyalist söylemle IŞİD doldurdu.

IŞİD’in cinayetleri, ABD’nin yeniden Ortadoğu’yu bombalaması için bir gerekçeye dönüştürüldü. Oysa her ABD bombası, IŞİD’i daha da güçlendiriyor, anti-Amerikan duygunun IŞİD saflarında örgütlenmesine neden oluyor.

Ortadoğu halklarının birleşik mücadelesi, IŞİD’in kitlesel desteğini önce durdurup sonra geriletebilir. Bu nedenle bu mücadele, ABD’nin bölgeye yönelik askeri müdahalelerine karşı mücadeleden ayrı düşünülemez.

SON SAYI