Mahkeme, 5 yılda 25 duruşmayı takip eden Hrant'ın ailesi, avukatları ve arkadaşları ile dalga geçercesine, Hrant Dink cinayetinin örgüt işi olmadığına, Hrant öldürüldüğü günlerde İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah'ın dediği gibi "milliyetçi duygularla işlenmiş münferit bir cinayet" olduğuna karar verdi.
Böylelikle, 2007 yılında "davada sonuna kadar gidileceğini" ifade eden Başbakan'ın yalan söylediği ortaya çıktı. Zaten cinayette sorumluluğu veya ihmali olan tüm devlet görevlileri, geçtiğimiz 5 yıl içinde, AKP iktidarı döneminde, başka görevlere getirilerek ödüllendirildiler.
Hrant Dink'in 2003 yılında Balyoz Darbe Planı kapsamındaki Orak operasyonunda "darbe karşıtı basın" kontenjanında hedef olarak saptanan, yapılması planlanan askeri darbeden sonra tutuklanacak 37 gazeteci arasında olduğu ortaya çıkmıştı.
2007'den bugüne kadar geçen zamanda, Hrant'ı ırkçı 301. maddeden yargılandığı dönemde hedef hâline getiren, ona mahkeme kapılarında saldıran herkesin Ergenekon çetesiyle bir biçimde ilişkili olduğu ortaya çıktı. Hrant Dink'in kendisini bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görmesine neden olanlar, şu an Ergenekon davasında tutuklu. Dahası, yine Hrant'ın ölümünden bugüne geçen süreçte ortaya çıkanlardan, devletin birçok kurumunun cinayetten önceden haberdar olduğunu da biliyoruz.
Ancak mahkeme, bütün bunları yok sayarak cinayette "örgüt bağlantısı" bulamadı.
Poşu takanların, parasız eğitim isteyenlerin, barıştan yana olanların, binlerce BDP'li siyasetçinin "örgüt" suçundan zindanlara doldurulduğu Türkiye'de, Hrant Dink'i kapsamlı bir planın sonucunda öldürenler "örgüt" kabul edilmedi.
2009'da Kafes Eylem Planı'nda Hrant Dink cinayetinden "operasyon" diye söz edenler, operasyonlarının başarısızlığını cenaze töreninde yürüyen yüz binlerce kişinin katili ortaya çıkarmasına bağlıyorlardı.
Hrant'ın aramızdan alınışının 5. yılında, cinayeti planlayanlardan, gerçekleştirenlerden ve katilleri koruyanlardan hesap sormak için, "operasyon"larını bir kez daha boşa çıkartmak için, hep birlikte saat 13:00'te buluşarak Taksim'den Agos gazetesinin önüne yürüyeceğiz.
Irkçılığa, milliyetçiliğe, çetelere, sahte adalete, katilleri koruyan hükümete ve darbelere karşı olan herkesi bu yürüyüşe davet ediyoruz.
Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz!
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi
Genel Merkez
