Seçim kampanyaları başladığı günden beri HDP’nin seçim kampanyası sürekli saldırılara maruz kalıyor. HDP stantları defalarca saldırıya uğradı, HDP seçim ofisleri kurşunlandı, tabelalar indirildi, ofislerin camları kırıldı.
Tek merkezden yürütülüyor gibi görünen saldırılar, bu sabah çok daha vahim bir biçim aldı. HDP’nin Adana ve Mersin’de bulunan il ve ilçe binalarında eş zamanlı patlamalar gerçekleşti. Adana’daki patlamada 3 HDP üyesi yaralandı.
Mersin’deki saldırıda ise Demirtaş’ın mitingi hedef alındı.
Her iki patlamada can kaybı olmaması büyük bir şans.
Saldırganları biliyoruz. Sokakta HDP’lileri linç etmeye çalışanlar, küçük kalabalıkları bir araya getirip ırkçı gösteriler yapanlar, faşistler. MHP ya da BBP hiçbir zaman bu saldırıları üstlenmiyor ama kurt işareti yapan saldırganlar, faşistlerin Kürt düşmanlığını örgütlü bir sokak hareketi hâline getirmeye çalışıyor.
Fakat saldırıların bir sorumlusu daha var: Hükümet!
Hükümet sözcülerii AKP’nin tüm seçim kampanyasını nefret dili, kutuplaştırma siyaseti üzerinden inşa ettiği için sürekli olarak HDP’yi, Selahattin Demirtaş’ı ve HDP adaylarını düşman ilan eden, adaylarımıza hakaret eden bir üslup kullanıyorlar. Bu üslup, tüm seçim sürecini gerginleştiriyor.
Erdoğan, Davutoğlu ve AKP sözcüleri! Kendinize gelin!
Nefret söylemine, düşmanlaştıran seçim politikalarına son verin!
Bu düşmanlık ortamı ve gerginlik, HDP’yi her türlü tehdide açık hâle getiriyor.
Medya, bu saldırganlığı her seferinde “Tehlikeli gerginlik” manşetleri atarak geçiştiriyor. Ortada tehlikeli bir gerginlik yok. Ortada HDP’ye yönelik devlet destekli ırkçı ve tehlikeli bir saldırganlık var.
HDP binalarına, üyelerine, stantlarına, kısacası HDP seçim kampanyasına yönelik saldırganlık son bulmalıdır!
Bugüne kadar gerçekleşen tüm saldırıların failleri yakalanmalı ve yargılanmalıdır!
Erdoğan ve AKP, tercih ettikleri üslupla, HDP’ye yönelik saldırganlığa zemin hazırlamaktadır. Bu üsluba derhal son verilmelidir.
Seçimin güvenli bir ortamda geçmesinin sorumlusu hükümettir. Hükümet yetkilileri ve valiler, HDP’ye yönelik her saldırıda, “milletin hassasiyetlerinden” söz etmektedirler. Hiçbir “hassasiyet”, kurşunlamanın, bombalamanın, şiddet uygulamanın bahanesi olamaz.
Demokratik ve adil bir seçim süreci için HDP’yi hedef hâline getirenleri uyarıyoruz.
Tüm yurttaşları, bütün bu saldırılara en iyi yanıtın, HDP’nin barajı aşması olacağı gerçeğini hatırlatarak, ırkçılığa karşı sokakta mücadeleye, sandıkta HDP’ye oy vermeye çağırıyoruz.
HDP’ye yönelik her saldırı barışa saldırıdır.
Meclise giren bir HDP ise barışın garantisidir.
Meltem Oral-Şenol Karakaş
DSİP Eşsözcüleri
18.05.2015
