Seçimlerin ardından: AKP’ye karşı özgürlükçü muhalefeti örgütleyelim!

AÇIKLAMALAR
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Gezi direnişi ve ardından 17 Aralık'ta açığa çıkan dev boyutlu yolsuzluk ilişkilerine rağmen, AKP, 30 Mart'ta oylarını bir önceki yerel seçimlere göre ciddi oranda arttırdı.

Oysa kamuoyu yoklamalarında, hem AKP tabanında hem de tüm toplumda, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının doğru olduğunu düşünenlerin oranının oldukça yüksek olduğu görülüyordu.

"AKP gitsin de nasıl giderse gitsin" fikrini savunan ulusalcı koalisyonun taktikleri; istikrarsızlık ve ses kaydı politikaları, sağdan sola çeşitli unsurları bir araya getiren ilkesiz ittifaklardan ve demokrasi dışı yöntemlerden medet umma politikaları, Erdoğan'ın büyük yığınları Gezi ve sonrasında olanlarla Mısır'daki askeri darbenin aynı şey olduğuna ikna etmesine hizmet ediyor. AKP liderliği, darbecilerden nefret eden emekçi sınıfları etkilemek ve kendisi etrafında konsolide etmek için sistematik olarak bu fikri işledi.

Hükümetin yolsuzlukları ayan beyan ortadayken, Erdoğan kendi tabanını düşman algısı yaratarak konsolide etmeyi hedefleyen politikalar izlerken, ifade özgürlüğü alanında kısıtlamalara gitmişken, Ergenekoncuların serbest bırakılması gibi hamleler içindeyken, "Bas geç" taktikleriyle birbirlerine oy çağrısı yapan CHP ve MHP'nin aldıkları mağlubiyet, bunun en önemli göstergesidir.

Üstelik, bu ilk kez yaşanmıyor. Gezi direnişiyle birlikte ilk kez sokaklara çıkan insanlara, özgürlük ve demokrasi isteyenlere CHP ve MHP'ye oy vermelerini öneren, "AKP'ye karşı olan herkesin birleşmesi gerektiğini" söyleyen ve "Mansur Yavaş, kurtuluşa kadar savaş" sloganını ortaya çıkartan bu eğilim, her seçimde AKP karşısında mağlup oluyor.

DSİP ise, AKP'yi geriletmenin ve yenmenin tek yolunun, ona oy veren yoksulları ve emekçileri AKP'den kopartmak olduğunu; bunun için de özgürlükleri, demokrasiyi, barışı, değişimi ve eşitliği savunan kitlesel mücadeleler içerisinde, bir siyasal mücadele platformu olarak yoksulların alternatifi olabilecek antikapitalist bir özgürlükçü muhalefetin inşa edilmesi gerektiğini savunuyor.

Son iki seçimde de, Kürt halkı, AKP karşısında kazanmak için hangi adımların atılması gerektiğini net bir şekilde gösterdi: Yoksulların hareketi olmak, net taleplere sahip olmak, işçi sınıfını bölen değil birleştiren politikaları öne çıkartmak.

BDP, zafer kazanarak, Kürdistan'da kazandığı şehir sayısını 8'den 11'e yükseltti. Newroz'da sokaklara çıkan milyonlarca kişi, seçimlerde de Abdullah Öcalan'ın siyasi çizgisini, özerkliği ve barış sürecini desteklediklerini gösterdi.

AKP'yi batıda da yenebilmek için, aynı anda yolsuzluğu da ırkçılığı ve ulusalcılığı da, hükümetin özgürlük alanlarına müdahalelerini de Ergenekoncuları da teşhir edecek; Gezi direnişinin omurgasıyla AKP tabanında başka bir alternatif göremediği için ona oy verenler arasında, yani işçi sınıfının farklı kesimleri arasında köprüler kuracak kitlesel bir antikapitalist sol parti inşa etmemiz gerekiyor.

DSİP, önümüzdeki dönemde politik iklimi belirleyecek olan mücadeleler içinde, AKP'ye "Yetti Artık!" diyen, barışı, çözümü ve özgürlüğü savunan herkesi böyle bir alternatifin oluşturulmasına omuz vermeye çağırıyor.

DSİP Merkez Komitesi

01.04.2014

SON SAYI