Hollanda ve Türk milliyetçiliklerinin yükselişine direnelim!

DÜNYA
Tipografi
  • Daha Küçük Küçük Orta Büyük Daha Büyük
  • Varsayılan Helvetica Segoe Georgia Times

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) ve Hollanda'daki Enternasyonal Sosyalistler örgütünden ortak açıklama:

Hollanda ve Türkiye hükümetleri arasındaki gerginliğin yükselişi, Hollanda’nın Türkiye’nin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya’yı “istenmeyen göçmen” ilan edip topraklarından kovmasıyla zirveye çıktı. Bunun sonrasında Rotterdam Belediye Başkanı Ahmet Abutalip, Türkiye konsolosluğu önünde toplanan Türkiyeli-Hollandalı protestocuların üzerine çevik kuvvet polislerini saldı.

İki taraf da seçimlerde kazanım elde etme sebebiyle gerginliği yükseltmeye yöneldi. Hollanda seçimlerine birkaç gün kalmışken, Başbakan Mark Rutte’nin, ülkede ırkçılığın ve İslamofobinin yükselişinden kâr elde etmek için kendini Türkiye karşısında yeterince sert göstermekten çıkarı vardı. O bunu yaparken, bir dizi sağcı politikacı ise Hollanda’daki Türkler ve daha genel olarak Müslümanlar üzerindeki ırkçı saldırılarını tekrarladılar. Onların Hollanda’ya “sadakatlerini” sorgulayarak, hayali bir İslami işgalin “beşinci kolu” olarak tanımlayarak, Türkiye vatandaşlıklarından vazgeçmeye zorlayan tekliflerini ileri sürdüler.

Türkiye’de ise Hollanda’daki ırkçı hamlelerin arkasına kendi milliyetçiliklerini gizleyenler, Hollanda bayrağı yakan, turuncu rengi düşman ilan eden, hamasi nutuklar atanlar adeta milliyetçi bir seferberlik ilan ettiler.

Ülkeler arasındaki mevcut diplomatik kriz, onu çıkaranların hedeflediği gibi, iki ülkede de yalnızca milliyetçi ve ırkçı akımları güçlendirecek. Hollanda’daki Türkiyelilere karşı ırkçılığın tırmanışını güçlendirecek, Türkiye’de batı düşmanlığı yaygınlaşacak ve daha da normalleşecek.

Tüm demokratik güçlere, yöneticilerimizin nefreti körükleyen yaklaşımları ve uygulamalarıyla aralarına mesafe koyma çağrısı yapıyoruz. Hollanda solunun çoğunluğunun enternasyonal dayanışmanın prensiplerini yaşatmak yerine kendi hükümetlerinin agresif tutumuna destek vermeyi tercih etmesi ve bu şekilde bu gerici hamleleri meşrulaştırması utanç verici.

Türkiye’de kamuoyunun her zamanki gibi ikiye bölünmesine neden oldu. İnsanların bir bölümünün AKP’li bakanların Hollanda tarafından azarlanması ve aşağılanmasına, Hollanda’da yaşayan Türklerin ırkçıların ve polisin şiddetine maruz kalmasına “Oh olsun” dediği ortada.

Bir diğer bölüm ise bütün Avrupa’yı ırkçı ve Nazi ilan etmiş vaziyette. Sadece Avrupa ülkelerini değil inekleri, portakalı ve hatta turuncu rengi ırkçı ve düşman ilan eden var. Her iki tutum da yanlış. Avrupa’da ırkçılık varsa, ırkçılığın ve aşırı sağın yükselişine direnen, mültecilerle ve göçmenlerle dayanışmak için örgütlenen ırkçılık karşıtları da var.

Bizler, enternasyonal dayanışmanın prensiplerinin yaşatılması, devlet yöneticilerinin geriliminin işçi sınıfı ve halklar arasında bir gerilime neden olmasının engellenmesi için elimizden geleni yapıyoruz; yapmaya devam edeceğiz.

Tüm demokratik güçleri, kendi hükümetlerimizin karşı karşıya geldikleri pozisyonlarını kınamaya, ırkçılığın ve milliyetçiliğin tüm türleriyle mücadele etmeye ve gösteri ve ifade özgürlüğüne zarar veren tüm eforlarla birlikte giriş yasaklarına karşı direnmeye çağırıyoruz.

Türkiye'de mücadele eden DSIP olarak referandumda Hayır, Hollanda'da mücadele eden Enternasyonal Sosyalistler olarak ırkçı partilere Hayır diyoruz.

Yaşasın uluslararası dayanışma!
Irkçılığa, milliyetçiliğe ve faşizme hayır!
Tecrit edilen azınlıklara karşı saldırılara son!

SON SAYI