12 Eylül darbesi yargılanıyor. 28 Şubat yargılanıyor. 2003’ten bu yana gerçekleşen başarısız darbe girişimleri yargılanıyor. Bunlar demokrasi mücadelesinin, “bir daha asla” diyen emekçilerin kazanımıdır.
12 Eylül referandumunda “yetmez ama evet” oylarıyla bu kazanımların önünü açtık. Bir kapı araladık. Aralanan bu kapıdan ilerleyen toplumsal muhalefet, bugün gerçek demokrasi istiyor. Sınırsız düşünce, örgütlenme ve eylem özgürlüğünü kazanıncaya, 12 Eylül zihniyetini kazıyıp atıncaya kadar mücadeleye devam!
AKP hükümeti darbecilerle mücadele etmekle övünüyor. Ancak Başbakan 28 Şubat darbesinin arkasındaki odaklara dokunulmasını karşı.
Hrant Dink’i aramızdan alan “örgüte” 5,5 yıldır dokunulmadı. Fırat’ın Doğu’sundaki Ergenekon’a neredeyse hiç dokunulmadı. Genelkurmay, MSB’ye bağlanmadı. OYAK kamulaştırılmadı. Ergenekon zihniyeti yaşıyor. AKP hükümetinin özgürlük isteyen Kürtlere karşı baskı ve savaş yolunu seçmesi, generallerle kol kola girmesi, askeri vesayetin temellerini koruyor. Darbeler defterini tamamen kapatmak, gerçek bir demokrasiyi kazanmak, yeni anayasaya halkın özgürlükçü taleplerini yazdırmak mücadelenin devam ettirilmesiyle mümkündür.
12 Eylül yargılanıyor. Ancak diktatör Kenan Evren hâlâ korunuyor. GATA’da saklanmasına göz yumulurken, kendisine tanınan ayrıcalıkla, mahkemeye gelip hesap vermekten kaçıyor.
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya halka karşı suç işlemiştir. Ellerinde binlerce insanın kanı vardır. Onlar yüzbinlerin hayatlarını kararttılar. Hesap vermekten kaçamazlar, her insanlık suçlusu gibi mahkemeye getirilmelidirler.
Onlarca yıldır süren mücadele ve direnişlerin, Ergenekon çetesine ve darbecilere karşı sokakta kitlesel mücadelenin kazanımı olan 12 Eylül davasına sahip çıkalım. Darbecilerden hesap soralım. 14 Eylül’de Ankara Adliyesi önünde buluşup “Bir daha asla” diyelim!
Evren yetmez, bütün darbeciler yargılansın!
DSİP Eşsözcüsü Şenol Karakaş
12.09.2012
