AKP hükümeti, son aylarda yürüttüğü savaş politikalarına paralel bir şekilde, basın üzerindeki baskıları da iyiden iyiye arttırdı.
Türkiye’de basın hiçbir zaman özgür olmadı. Kürt sorununda gerçekleri anlatmaya çalışanlar, Türk milliyetçiliğine karşı duranlar tutuklamalarla, sansürle ve hatta infazlarla karşı karşıya kaldılar.
Ancak genellikle sosyalistleri ve Kürtleri hedef alan bu baskılar, son dönemde boyut değiştirdi.
Can Dündar ve Erdem Gül, Suriye’ye silah taşıyan MİT TIR’larıyla ilgili yaptıkları haber nedeniyle üç aydan fazla tutuklu kaldılar. Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin bu iki isimle ilgili verdiği karara uymayacağını ilan etti.
AKP’nin yolsuzluklarının üstünü örtmek için başlattığı “paralele karşı mücadele” kapsamında Kanaltürk’ün yayını kesildi, Bugün gazetesine kayyum atandı.
Kürt sorununda savaşa karşı barışı savunan IMC TV susturulmak isteniyor. Yine bu savaşa karşı yayın yapan internet siteleri birer birer yasaklanıyor.
Kayyuma devrilen yayın organları tamamen AKP’nin çizgisine çekilirken, AKP yanlısı gazetelerde Erdoğan’a en ufak bir eleştiri getiren yazarlara dahi tahammül edilemiyor.
Bugün, bu baskıların son halkası olarak, Türkiye’nin en çok satan günlük gazetesi Zaman’a da kayyum atandı.
Anadolu Ajansı, “haberi” henüz mahkeme kararı yayımlanmadan duyurdu.
Kürt halkına, kamu emekçilerine, güvencesiz çalışanlara, kadınlara, öğrencilere, “paralele” ve dış mihraklara; kısacası “yerli ve milli” kalıbına sığdıramadığı herkese savaş açan AKP liderliği, bu saldırılarını kimsenin yazmamasını istiyor.
Erdoğan-Davutoğlu ikilisine kalsa, bütün gazeteler Yeni Şafak, Star, Sabah, Akşam, Takvim veya Yeni Akit gibi savaş borazanlarına dönüşmeli, Suriye’nin bazı kentlerini TSK’dan önce işgal etmeli, AKP’nin politikalarını meşrulaştırmak için her türlü yalanı “haber” diye sunan ırkçı nefret bültenlerine dönmeli.
Fakat bu isteklerinin gerçeğe dönüşmesi, gerçeklerin gizlenmesi mümkün değil.
Hükümetin baskısıyla karşı karşıya kalan tüm yayın organlarıyla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyor, AKP’nin “milli ve yerli” eksenine karşı herkesi özgürlükleri ve demokrasiyi savunmak için mücadeleye çağırıyoruz.
DSİP Merkez Komitesi
05.03.2016
