Ankara Altındağ'da Suriyeli sığınmacıların kaldığı bir bina taşlandı ve arkasından ateşe verildi. Bu olanlar, bir süredir giderek artan bir dozda yapılan göçmen, mülteci ve sığınmacı düşmanlığının bir uzantısı.
Suriyelilerin Türkiye'ye gelmeye başlamasından beri, haklarında çok yoğun bir karşı propaganda sürdürülüyor. Mültecilerin aslında mülteci olmadığı, restoranlarda para ödemedikleri, yüksek sesle konuştukları veya işçilerin işlerini elinden almaya geldikleri gibi ırkçı, göçmen karşıtı bir propaganda yürütülüyor. Bu propaganda sonucu, zaman zaman ırkçılar tarafından mültecilere dönük saldırılar gerçekleştiriliyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriyelilere "misafir" tanımlamasını uygun gördüğünü açıklamıştı. Bu tanım, aslında gerçeği gizlemeye hizmet ediyor. Yasal bir statüden yoksun kalan mültecilerin koşulları hakkında herhangi bir gerçek bilgi yok. Yoksulluk ve yoksunluk koşullarında yaşamak zorunda bırakılan mültecilere dönük "misafir" vurgusu, onların aslında bu topraklarda geçici süreyle bulunduklarını anımsatıyor ve mültecileri uluslararası ilişkiler politikasının bir nesnesine indirgiyor. Bayrampaşa'da çadırlara sığınan Suriyelilerin çadırlarının zabıtalar tarafından yakılması veya BM önünde eylem yapan Afganistanlı mültecilere polis tarafından saldırılmasında görüldüğü gibi, "misafirlerimiz" vurgusu boş bir retorikten ibaret.
Hakkında ırkçı propaganda yürütülen, devlet ve hükümet tarafından yoksulluğa mahkûm edilen, patronlar tarafından asgari ücretin bile altında ücretlere güvencesiz ve kayıtdışı çalıştırılan mülteciler, hiçbir şeyin nesnesi değil, gerçek hayatları olan gerçek insanlardır.
Ankara Altındağ'da yaşanan ırkçı saldırıyı kınıyoruz.
Mültecilere dönük saldırılara, göçmen karşıtı propagandaya geçit vermeyeceğiz.
Suriyeli mültecilerin yanındayız!
DSİP Ankara İl Örgütü
10.05.2014
