AKP'nin, yolsuzlukların üzerini örtmek için ve kendisine karşı kurulmuş bir komplo olduğunu kabul ettirmek için darbe davalarının yolsuzluk dosyalarını ortaya saçan aynı paralel devlet tarafından "milli orduya kurulmuş bir kumpas" olduğu iddiası, ilk sonucunu verdi. Hrant Dink davası sanıklarından Erhan Tuncel, Ergenekon davasından suçlu bulunan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan İlker Başbuğ ve Zirve Yayınevi'nde üç Hristiyanı saatlerce işkence yaparak öldüren katiller serbest bırakıldı.
Darbelere karşı "Bir daha asla!", "İlker Başbuğ çeneni kapa!" ve "Hrant'ın katili Ergenekon çetesi" sloganlarıyla yürüyen darbe karşıtları ve demokrasi yanlıları için bu, kabul edilemez bir karardır.
İlker Başbuğ suçludur ve darbecidir. Yeri tüm darbecilerin olması gerektiği yer olan cezaevidir. Ayrıca İlker Başbuğ, sadece tutukluluğunun gerekçesi yazılmadığı için serbest bırakıldı, darbecilikten aklanmadı, suçunda bir değişiklik olmadı.
Erhan Tuncel, Hrant Dink'in katilidir ve olması gerektiği yer sokaklar değil cezaevidir.
Zirve Yayınevi'nde üç Hristiyanı hunharca öldüren katiller suçludur ve olmaları gereken yer sokaklar değil cezaevidir.
Darbe yapmak ve planlamak, kaos ortamı yaratarak darbeye zemin hazırlamak, bunun için masum insanları öldürmek, her şeyden önce insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Tüm dünyada darbeciler insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmışlardır. İnsanlığa karşı suç işleyen kişiler, "Sen 5 yıl yattın, artık yeter" diyerek serbest bırakılamaz.
AKP, yolsuzlukların üzerini örtmek için Ergenekon'un ipine sarılıyor. Katilleri ve darbecileri sokağa salıyor.
Katillerin ve darbecilerin yeri sokaklar değil cezaevidir. Yolsuzluk yapanların yeri de onların yanıdır. Bizler katilleri ve darbecileri de, yolsuzluk yapanları da olmaları gereken yere göndermek için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Meltem Oral ve Şenol Karakaş
DSİP Eş Genel Başkanları
8 Mart 2014
