Urfa E Tipi Cezaevi’nde dün akşam çıkan yangın sonucu 13 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.
Devlet yetkilileri yangının “mahkûmlar arasındaki bir kavga” sonucu çıktığını söylüyor. Aynı cezaevinde tutulan BDP’li vekil İbrahim Binici ise kötü koşullara karşı isyan başladığını, kendisinin bu uyarıyı 6 ay öncesinden yaptığını ifade ediyor.
Her iki durumda da, ölümlerin sorumlusu devlettir.
İHD Urfa Şubesi, hapishane yönetiminin yarım saat yangına müdahale etmediğini söylüyor. Urfa hapishanesinde kapasitenin üç katı mahkûmun tutulduğu söyleniyor.
“Hayata Dönüş Operasyonu” başta olmak üzere hapishanelerde gerçekleştirilen pek çok katliamın bir devlet geleneği olduğu Türkiye’de, bir yandan Mehmet Ağar için “özel” cezaevi tahsis edilirken, diğer yanda yüzlerce mahkûm hâlâ kötü koşullar sebebiyle hayatını kaybediyor, hastalanıyor, intihara sürükleniyor.
Geçtiğimiz yılın Eylül ayında da bir nakil aracında çıkan yangın sonucu kapıların kilitli kalması nedeniyle 5 mahkûm yanarak ölmüştü. Devlet, tutuklu ve hükümlülerin hayatını hiçe saymaya devam ediyor.
Hükümet, binlerce Kürt siyasetçiyi ve aktivisti niçin tutukladığını açıklamak yerine, sorunu yeni zindanlar inşa ederek çözmeyi planlıyor.
Yarın 19:00’da, İstanbul’da İnsan Hakları Derneği’nin çağrısıyla Gezi Parkı’nda yapılacak olan basın açıklamasına siyahlar giyinerek katılarak, cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamaları protesto edeceğiz. Demokrasiyi ve insan haklarını savunan herkesi bu eyleme katılmaya çağırıyoruz.
DSİP Merkez Komitesi
