AKP-MHP bloku, OHAL uygulamalarını bir yönetme biçimine dönüştürme hamlelerini kayyımlarla sürdürüyor. 31 Mart seçimlerinden kısa bir süre sonra Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış tutuklanmış ve yerine kayyım atanmıştı.
Tam da çözümün konuşulduğu, DEM Parti’nin barış eli uzatılırsa üzerine düşen rolü üstleneceğini söylediği, tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’la görüşüldüğü günlerde barış umudu baskılarla bir kez daha ayaklar altına alınıyor.
30 Ekim tarihinde CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyım atandı, partiler arası mutabakatla seçilen Özer tutuklandı. 4 Kasım’da ise üç şehirde daha kayyım atamaları yapıldı. Mardin, Batman ve Urfa- Halfeti’de DEM Parti’li belediye başkanları görevden alındı. Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, tam üç kere Mardin’e belediye başkanı seçildi ve üçüncü kere görevinden alınmış oldu. Batman’da Türkiye’deki en yüksek oyu alarak belediye başkanı seçilen Gülistan Sönük ve Urfa’nın Halfeti ilçesinde belediye başkanı seçilen Mehmet Karayılan da aynı gün içinde görevden alındı.
AKP-MHP bloku, bir süredir “çözümden” değilse de “toplumsal barışı” sağlamaktan bahsediyor. MHP’li Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın meclise gelip DEM Parti grup toplantısında konuşmasını söylemesi üzerine Kürt halkı bir kez daha uzatılan her tür barış elini sıkacağını gösterdi. Ancak faşist Bahçeli’nin bile muhatap alıp çağrı yaptığı, dolayısıyla Kürt halkının önemli bir kısmının iradesi olduğunu -bir yandan tehditler savurarak da olsa- kabul etmek zorunda kaldığı DEM Parti’ye kayyım atamalarıyla gözdağı verilmek isteniyor. Kürt halkının seçimlerde gösterdiği irade bir kez daha yok sayılıyor.
Halkın iradesini yok sayarak, seçilmişleri tutuklayarak, DEM Parti’yi işlevsiz kılmaya çalışarak barışın koşulları sağlanamaz! Örgütlü bir halk olan Kürt halkı kayyım darbeleriyle yıldırılamaz! Eğer bir toplumsal barış isteniyorsa bunun muhatapları bellidir. Açık, şeffaf bir biçimde ve mutlaka yasal bir zemine kavuşturularak diyalogun önü açılmalıdır. Kürt halkının eşit yurttaşlık talebi kabul edilmeli, bunun için yaygın bir tartışma kamuoyunun gözü önünde muhataplar tarafından yapılabilmelidir.
Bir yandan Kürt halkının iradesini yok sayarak, temel insani haklarından seçme-seçilme haklarına kadar her türlü hakkı elinden almaya çalışarak barışı inşa etmek mümkün değildir. DSİP, her dönemde olduğu gibi bugün de Kürt halkının yanındadır ve Kürt halkının barış talebinin sesinin yüksek çıkması için uğraşacaktır.
Diyalog-Çözüm-Barış: Kürt halkına özgürlük!
05.11.2024