The peoples of Turkey and the Middle East long for peace. Once again, this longing is under threat from bombings and invasion. Afrin, a town of hundreds of thousands of people, is suffering war and destruction caused by the Turkish Armed Forces. Binali Yıldırım, the current prime minister, declared, “the name of the operation is Olive Branch. It is an operation that aims to bring peace, serenity and tranquility”.
Emin Şakir, member of Revolutionary Socialist Worker Party (DSİP), has been in jail for a month.
DSİP’in önde gelen üyelerinden birisi olan Emin Şakir hakkında tutuklandığı günden bu yana yayınlanan makaleler/haberler ve linkler:
News and links about Emin Şakir since the day he was arrested.
A member of the Revolutionary Socialist Workers’ Party (Turkey), Emin Şakir was detained after today’s hearings.
Emin Şakir was arrested because of the contents of -his ex-archiving of all left organisations’ publications- solyayin.com.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nin üyesi Emin Şakir, bugün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Emin Şakir, geçmişte kurduğu, Türkiye solunun tarihinde faaliyet göstermiş tüm sol örgütlerin yayınlarının arşivlendiği solyayin.com sitesinin içeriği gerekçe gösterilerek tutuklandı.
Following the referendum on 1 October, which the Spanish state attempted to stop through police violence, the Catalan assembly voted to implement the will of the people and unilaterally declared independence.
1 Ekim’de polis baskısıyla engellenmeye çalışılan referandumun ardından, Katalan meclisi, halkın iradesini uygulama kararı alarak tek taraflı bağımsızlık ilan etti.
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani, karşı çıkanların çeşitliliğine, gücüne, caydırıcılık “maharetlerinin” bilinmesine rağmen 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapmakta kararlı.
Dünyada ve bölgede yer alan neredeyse bütün güçler, bağımsızlık referandumuna karşı!
ABD, 2018 Irak seçimlerinden önce dengelerin değişmesini istemediği ve IŞİD karşıtı mücadele odağının dağılmaması için referanduma karşı.
Bundan 62 yıl önce, 6-7 Eylül 1955 tarihinde, devlet görevlisi olduğu bilinen kişiler tarafından Atatürk'ün Selanik'te bulunan evine bombalı bir saldırı düzenlendi. Ardından İstanbul'da önceden hazırlandığı bilinen gazeteler nefret yayınları yapmaya, önceden örgütlendiği bilinen, ellerinde sopalar, baltalar, kazmalar bulunan kalabalıklar İstanbul, İzmir ve başka şehirlerde, başta Rumlar olmak üzere Müslüman olmayan vatandaşlara yönelik örgütlü saldırılarda bulunmaya başladılar.
İki hafta arayla İstanbul sel ve fırtına felaketleri ile karşı karşıya kaldı. Hükümet yaşananların doğal afet olduğunu söylüyor, oysa yaşananlar doğanın kendi döngüsü içerisinde açıklanabilecek olaylar değil.
Sakarya’da vahşice öldürülen Suriyeli kadın ve 10 aylık oğlunun katilleri sadece iki cani değil, Türkiye’deki her sorunun faturasını Suriyeli göçmenlere çıkartanlardır.
Referandumda bazı siyasiler tarafından hedef gösterilen Suriyeli göçmenlere karşı ırkçı kampanyalar yapıldığı sürece, savaştan ve açlıktan kaçan masumların hayatı tehdit altında.
