Azeri ve Ermeni halkları için çözüm barışta
Türkiye'nin sınır komşularından birinde daha çatışmalar yaşanıyor.
Türkiye'nin sınır komşularından birinde daha çatışmalar yaşanıyor.
Altı yıl önce 6-8 Ekim 2014'te gerçekleşen Kobani eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi yöneticilerinin gözaltına alınması tam bir hukuksuzluk örneğidir.
Uluslararası Sosyalist Akım'ın Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, Mısır ve Suriye örgütleri, Doğu Akdeniz'deki gaz arama çalışmaları, kıta sahanlığı ve askeri gerginlikler üzerine ortak bir açıklama yayımladı.
Antikapitalist Blok, Sakarya'daki mevsimlik Kürt tarım işçilerine saldırıyla ilgili bir basın açıklaması yayımladı:
Mardin’den Sakarya’ya çalışmaya giden mevsimlik tarım işçilerine saldırı görüntüleri, sosyal medyada yayıldığı andan itibaren büyük bir infial yarattı.
Patronun, fiziki saldırının yanı sıra, işçilere “köpek sürüsü” ve “Siz burayı memleketiniz mi sandınız? Burası bizim” dediği aktarılıyor.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde örgütlü olan Uluslararası Sosyalist Akım, Belarus'ta diktatörlüğe karşı yürütülen mücadele üzerine bir açıklama yayınlandı.
"Belarus'ta Aleksander Lukashenko'nun yozlaşmış otoriter yönetimine karşı kitlesel grev ve protesto hareketleri başladı. Yüz binler sokaklara döküldü. Üretim tesislerinde, enerji sektöründe, çelik tesislerinde, madencilikte, petrokimya, medya ve diğer sektörlerde çok büyük grevler yaşanıyor...
Bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını yüzünden bir haller var üzerimizde. Türlü eşitsizlikler boynumuza zincir oldu. Kimimiz işinden oldu, kimimiz zorla aile evine döndü ve orada şiddete uğradı, seks işçisi olan kimimiz zaten güvencesiz koşullarda çalışırken aldığı risk iyice arttı. Bunlarla da kalmadı, geçtiğimiz aylardan beri yoğun bir nefret kampanyasına maruz kaldık ve kalıyoruz. Nisan ayında Diyanet’in yaptığı klasik, duymaya çok alışık olduğumuz ve artık başımızı zonklatan “lut kavmi” deyişini hepimiz hatırlıyoruz. Orada kalsaydı neyse ama öyle bir şekle büründü ki biz de “Yuh ama!” dedik. Söylediklerine göre dünyadaki hastalıklara LGBTİ+’lar neden oluyormuş. Devletlerin mücadele etmekte zorlandığı ve kapitalist ekonominin teste tabi tutulduğu böyle bir dönemde suçu LGBTİ+’lara atmalarına şaşırmamalı.
Pınar Gültekin cinayeti, tüm toplumun vicdanını yaraladı. Tıpkı Özgecan Aslan’da, Şule Çet’te, Emine Bulut’ta ve her gün duyduğumuz kadın cinayeti haberlerinde olduğu gibi büyük bir öfkeye sebep oldu. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinsel saldırı haberleri sürekli gündemi işgal ediyor. Ve infial yaratan gelişmelere rağmen, kadınları etkin bir şekilde koruyacak önlemler bir türlü alınmıyor.
56 baro başkanı, Avukatlık Kanunu ve baro seçim sistemiyle ilgili yapılması planlanan ve baroların özerkliğini ortadan kaldıracak olan değişikliğe karşı 3 günlük yürüyüşlerinin ardından Ankara’ya ulaştı. Şehrin girişinde onları karşılamak isteyen avukatlarla buluşarak yapmak istedikleri basın açıklaması, polis/valilik tarafından zor kullanılarak engellendi. Avukatların şehir girişinde etraflarının bariyerlerle çevrilerek alıkonulmalarını ve temel bir demokratik hakkın kullanılmasının engellenmesini kınıyoruz.
Antikapitalistler platformu kıdem tazminatının fona devredilmesine ilişkin planlar üzerine bir açıklama yaptı: "Koronavirüs salgını sürecinde halktan toplanan vergileri patronlara aktaran AKP hükümeti, boşalan kasasını doldurmak için şimdi de işçilerin kıdem tazminatına göz dikti. Hükümet, kıdem tazminatının yüzde 37’sini fona devretmek, işçinin parasını kapitalistler için kullanmak üzere formüller arıyor.