Isabel Ringrose - Dünyanın her yerinde, faşist olarak tanımlanan, gün geçtikçe büyümekte olan birtakım hareketler var. Fransa’da öne çıkan örneği Marine Le Pen. Brezilya’daki Jair Bolsonaro’nun da ondan pek bir farkı yok. Fakat onların davranış dinamiklerini anlamak için faşizmin doğasına bakmak gerekir.

Paul D’Amato - Sosyalizm olasılığına karşı sıkça öne sürülen argümanlardan biri, insanların doğası gereği rekâbetçi olduklarıdır. Fakat işbirliği ve kişisel çıkar gözetmeksizin başkalarının yararına davranma, insan hayatının en ayırt edici özellikleri arasındadır. Bu özellikler olmasaydı toplum işleyemezdi.

Tony Cliff - “İşçi sınıfının kurtulu­şu kendi eseri olacak­tır” diyen Marks “top­lumdaki egemen fikirle­rin egemen sınıfın fikir­leri olduğunu” da söy­ler. Neden bir devrimci partiye ihtiyaç duydu­ğumuz sorusunun ceva­bı Marks’ın yaptığı bu iki tespit arasındaki çe­lişkide yatar.

Paul D'Amato - Karl Marks’ın da söylediği gibi, eğer bizi yönetenler kapitalizmi desteklemek için bir ideolojiye ihtiyaç duyuyorsa, biz sosyalistlerin de toplumun yüzeyinin altında yatan gerçekleri ortaya çıkarmak için kendi teorimize ihtiyacımız var.

Putin savaş ve işgal politikalarıyla önce Avrupa’yı, ardından tüm bölgeyi ve dünyayı çok daha tehlikeli bir yer haline getirdi.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı veya kısa adıyla COP26 başlıyor. Konferans dünya liderlerinin ve iş dünyasının sözde gezegeni iklim felaketinden kurtarmak için bir plan üretmek amacıyla bir araya geleceği bir toplantı olacak. Ama başarısız olmuş 25 iklim zirvesinin ardından, sahte vaatler ile daha fazla eylemsizlik beklemek yanlış olmaz.

12 gün sürecek zirvesinin ilk haftası dolmak üzere. Aslında bir yıl önce yapılması gereken zirve covid-19 pandemisi nedeniyle ertlenmişti. Yani ev sahibi Birleşik Krallık’ın bol bol vakti vardı. Buna rağmen zirve eğer bilinçli olarak yapılmadıysa bir organizasyon faciası.

Cinsiyete dayalı ayrımcılık hayatın her alanında olduğu gibi sağlıkta da kadınları daha dezavantajlı konuma getiriyor. Kadınların, üreme organları ve idrar yolları ile ilgili hastalıklara yakalanma riskleri fazla. Buna hastalık durumunda erken teşhisi zorlaştıran toplumsal yargılar ve kadınların sağlık hizmetlerinden faydalanmasını zorlaştıran uygulamalar da eklenince risk daha da ciddi boyutlara ulaşabiliyor.

Kadın hareketi aşırı sağ otoriter hükümetlerin kadın haklarına saldırılarına rağmen büyüyor. Daha örgütlü ve kolektif bir şekilde sokakta yerini alarak mücadele ediyor. Kadınlar eşit işe eşit ücret, kürtaj hakkı, nafaka, ayrımcılık gibi konularda mücadele ederken pek çok konuda da tartışıyorlar. Aile içi emek de hareket içerisinde oldukça sık tartışılan bir konu.

SON SAYI